Kanun koyucu, Aile Hukuku’nu, Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabında düzenlemiştir. Aile hukuku kitabının birinci kısmının ikinci bölümünde ise aile birliğini sona erdiren hallerden biri olan “boşanma” kurumu düzenlenmiştir. (TMK m.161-184)
Türk medeni Kanunu’nun 164. Maddesi ‘Terk’ başlığı adı altında düzenlenmiştir. Bu kanun maddesi hükümlerince;
Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
Türk Medeni Kanunu Madde 164 Şerhi
Gerekçe, Yürürlükteki Kanunun 132’nci maddesini karşılamaktadır.
Maddede iki önemli değişiklik yapılmıştır. Yürürlükteki maddede 3 ay olarak öngörülmüş olan terk süresi altı aya çıkarılmıştır. Sürenin uzatılması, ortak konutu terk etmiş olan eşe düşünme süresi olarak daha fazla zaman sağlayacaktır. Pek de önemli olmayan sebeplerle ortak konutu terk eden eşler, zaman geçtikçe yapılan davranışın doğru olmadığını, böyle bir sebeple evliliği sona erdirmenin giderilmesi mümkün olmayacak bir hata olacağını anlayacaklardır. Kaynak kanunda bu süre iki yıl olarak öngörülmüştür.
İkinci değişikliğin ihtardan sonra dava açılabilmesi için aranan sürenin bir aydan iki aya çıkarılmış olmasıdır. Eğer davada hakkı olan eş, terk eden eşin eve dönmesinin yararlı olacağına inanıyorsa, mahkeme kanalıyla dördüncü ayın sonunda, iki ay içerisinde ortak konuta dönmesi için ihtarda bulunabilecektir. Maddede ayrıca bu ihtarın gerektiğinde ilan yoluyla da yapılmasına imkan tanınmıştır.
AKIL HASTALIĞI (TMK m.165)
Kanun koyucu boşanma sebeplerinden olan akıl hastalığını TMK m.165’te düzenlemiştir. İlgili madde hükümlerince;
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
TMK m.165 Şerhi
Yürürlükteki kanunun 153’üncü maddesini karşılamaktadır.
Madde sadeleştirilmek suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Yürürlükteki Kanunda akıl hastalığı, en az üç yıldan beri devam etmesi ve bu durumun müşterek hayatın devamı diğer taraf için çekilmez hale getirilmesi koşuluyla boşanma sebebi kabul edilmektedir. Hastalığın geçmesine olanak yoksa, sağlıklı olan eşi üç yıl gibi uzun bir süre dayanılmaz hayat şartları altında bırakmanın adil olmayacağı düşüncesiyle; akıl hastalığının ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi koşuluyla boşanma davası açılabileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca akıl hastalığı gibi önemli bir konuda herhangi bir bilirkişi raporu ile yetinmeyip, resmi sağlık kurulu raporunun alınması esas belirlenmiştir.
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI (TMK M.166)
Kanun koyucu boşanma sebeplerinden olan ‘Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması’ başlıklı kurumu TMK m.166’da düzenlemiştir. Bu madde hükümlerince;
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
TMK M.166 Şerhi
Yürürlükteki kanunun 134’üncü maddesini karşılamaktadır.
Madde yürürlükteki Kanunun 134’üncü maddesinde 3444 sayılı Kanunla yapılmış olan değişikliklerle birlikte aynen alınmış, herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Boşanma hukuku toplumun temel taşı olan aile kurumunun hukuken sonlandırılması ile alakalı olmakta olup son derece teknik detaylara sahip dava süreçlerinden sonra hükme bağlanmaktadır. Uzman bir boşanma avukatıyla çalışmak hem bireylerin hem de bu birlikteliğin sonlandırılmasından etkilenen kişilerin haklarını ve menfaatlerini korunması yardımcı olmaktadır. Bu konu için deneyimli uzman kadrosu ile hizmet vermekte olan Alanya boşanma avukatı kadromuzu ziyaret ederek avukatlık tecrübelerimizden faydalanabilirsiniz.